2 Nisan 2013 Salı

Ben Ne Zaman Büyümüştüm


Bahçeli bir evimiz vardı, bahçesinde oynardık. Bahçesinde tahtalar vardı, onlardan oyuncaklar yapardık. Oyuncaklarımız vardı, bizim yaptıklarımız. Ne de güzel eğlenirdik, arkadaş gibi olduğum abimle.

Büyüdük…

Ne de güzeldi çocuk olmak. Farkında olmadan ‘bir şey’in, dilediğince oynayabilmek.
Geçti gülüm o günler. Sen sadece yaşamana bak.

Farkında değilmişiz gibi geliyor geçen günlerin. Farkında olduğumuz gelmiyor aklımıza o günlerimizin özlemini duyarken.

Büyüyoruz…
Oyuncaklarımız değişiyor önce. Sonra da düşündüklerimiz. Yerle bir oluyoruz, bunu güzel sanıyoruz.

Büyüdük…
Geziyorduk arkadaşlarla, fırsat bulduğumuz her zaman yaptığımız gibi. Küçük bir çocuk gördük. Çamurun içinde suyla oynuyordu. Uzaktan gördüm, yanına gittim. Sadece bakıyordum ve anlamadığım bir şekilde ağzımdan çıkan kelimeleri algıladım. Şaşırdım kendi kendime.
Ben ne zaman büyümüştüm.



“Üstünü kirleteceksin, çamurla oynama”


Çocuğun derdi kirlenmek, kirlenmemek değildi ki. Sadece çocukluğunu yaşıyordu, dilediği gibi…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder