2013. Hiçbir
yaz bu kadar acı ve umutla geçmemiştir sanırım. Yine bir yıl dönümü geldi. Nereden
döndük, yaşadıklarımız bize neden döndüğümüzü hissettirdi ortada sanırım. Hayatımda
çok fazla kaybediş vardır, hepsi birbirinden farklıdır ama bazılarının
tokadının izi geçmiştir de içten içe acır hep.
Başına buyruk
çocuğu kaybedişimiz, başına buyruk hüzünler yaşatıyor bize uzun zamandır. Cumaları
eğlenirken herkesin gözü seni arıyor, sokakta sana benzettiklerimizin sayısı
kaçı buldu. Yani seni çok özledim çocuk. Ulan özledim.
Neler yaptık sen yokken bir bilsen, ne kadar
öldük seninle, kahkaha aralarında aklımıza ne kadar geldin biliyor musun? En sevdiğin
ya da bira getirirken çalan parçalarda oynarken damlalar döküldü dostlarının
gözünden. Sen bize neler öğrettiğinin farkında mısın? Sen olsan da sarılırdık
biz bu kadar sıkı. Vallahi sarılırdık, arada kızardık sana belki sen bize
kızardın içten içe, karnıma karnıma şutlar çekerdin, kardeşlerine bağırırdın
belki biraz daha. Sesin çıkardı ki yükselirdi bize.
Yine rüyalarımıza
gir, her rüyamızda yol sorduğumuz çocuk sen ol, susayınca bize su getir, yağmur
yağarken bile kendi evine gitme, sakın içimizde ölme.