21 Ekim 2012 Pazar

Arz-ı Arsızlık (Kısa Versiyon)

                                                         
                                            http://fizy.com/#s/1t28gj (Mutlu İhanetler - Samir Joubran)

I

Bir adam var, iki kadın. Uzatmaksızın, bildiğiniz acıklı üç kişilik aşk hikayelerini düşünün. Biri meşru, diğeri gayrımeşru ilişki. Henüz evlilik de yok ama. Adamın hangisini daha çok sevdiğini bilmiyoruz, ama hikayenin en az otuz yıl önce yaşandığını, birisini tercih edip evlendiğini, taşralı bir oğlunun olduğunu biliyoruz. Öteki kadını da biliyoruz biraz; ama gittiği yerde içindekini ne kadar sakladığını bilmiyoruz; bilsek de söylemeyiz zaten; ayıp.                                                              

II

Otuz yıl önceki aşkın iki çocuğu oluyor. Öyle aitler ki o aşka, onlar da aşık oluyorlar, birbirlerini gördüklerinde - daha onyediyken. Sonra pek bir şey olmuyor ama. Mesafeler var; şehirler, ülkeler var. Birbirlerini bulup yaşıyorlar kendilerince ara sıra. Bildik buluşmalar, yakınlaşmalar, uzaklaşmalar var. Kim bilir, arada kaç aşk uğruyor ikisine de. Neyse, uzatmayalım. Olmuyor.

III

Son haftalarda gönlün hakikatte bir olduğuna inandım; en kısa zamanda malum ülkeye gitmek, otuz yıl önce babamın kaldığı yerden devam etmek üzere para biriktirmeye başladım. Aşk vardı, para vardı, iş vardı ve o arada bir şeyler oldu -neydi acaba? Kaçırdım sanırım ne olduğunu; ve sonra, tam da aşk varmış gibi inandıktan sonra en iyi arkadaşımın “kadınlarıyla” yattım. Utanmadım, utanmam. Arz ederim, ahlâksızım.

IV

Aşk olmayabilir; doggy var.