Terk etmenin
kazanmışlığına ihtiyacı vardı amirim. Hangimizin yok. Mesela sen neden Tayyibi
bu kadar sevmiyorken, gitsin, bir köşede ölü bulunsun, tutuklansın, yargılansın
istiyorken bile; neden sokakta bizleri dövdürdün? Bence cevap basit Amirim:
hepimiz kazanmayı hissetmek isteriz.
Yine mi sustun Amirim. Elini beline mi götüreceksin yine, bana vurmakla
mı tehdit edeceksin. Beni tehdit edemezsin Amirim, çünkü artık ben sen kazan
istiyorum. Sen bizi biraz daha döv istiyorum, biraz da sen umut et istiyorum,
umut et ve kaybet istiyorum… Neden gözlerini benden alamıyorsun amirim, söyleyim
mi. Çünkü ne yaparsan yap kaybettin artık. Neyse bunları bi tarafa bırakalım.
Nerede kalmıştık: Terk etmenin kazanmışlığı. Bakma öyle yüzüme, anladın sen de
gayet. Hani birisini terk edersin de sonra biraz üzülürsün de hani, sonra
birden hak etti dersin, sonra yine de terk eden sen olduğun için bi kazanma
hissi gelir içine. Hah, evet, o duygu işte. Diğer kazanmalara benzemeyen bir
duygu, kaybeder kaybetmez gelen.
Biliyor musun
amirim, biz maruz kaldık hep. Maruz kalanlar kuşağıyız. İkimiz de. Ben kimseyi
suçlamıyorum bunun için, yapısalcıları bile. Tamam, birisini suçluyorum. Beni
terk etmek için bekleyen, beklerken sevgimi kaybetmeyi göze alan biri bar, onu
suçluyorum işte. Tabi o da haklı belli noktalarda, hiç kimse tam anlamıyla
haklı olamaz. Peygamberlerin bile inkârcı ve kâfir oldukları dönemleri vardır
ve kimsenin kendisini doğmadan vaftiz edecek kutsal bir ruhu yoktur. Dediğim gibi,
insanlar neden terk etmenin kazanmışlığını yaşamak isterler. Bütün bu giderler,
sevgiye karşılık vermemeler, ilgilerden memnuniyetsiz olmalar, karşıdakinin
sevgisini senden uzaklaştırmayacak kadar ağır olan ithamlar…
Satırlar uzadı
Amirim, sayfa dolmadan bitireyim. Uzak vardı ya hani iyi bilirsin sen de. İlk
sayfasında “Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar
uzak olabilir?” yazıyordu. Al sana cevap: Kendine en yakın olan kadar uzak.
Bizi
dinleyecekler mi Amirim. Peki sabırla okuyacaklar mı. Hiç sanmıyorum ama ümit
etmeden duramıyorum: Umarım ustam bir gün beni öldürmeye çalışır.