Fütursuzca laf sokmalar, nereye varacağı belli olmayan ama
acıtacağı belli olan tartışmalar, nereden çıkacağı belli olmayan ama en
beklemediğin anda çıkacağı neredeyse kesin olan talihsizlikler. Bunalımlar çağının
tam ortasında, faşizmin olgunluk çağında bizlere düşen de birbirimize güvenmemek
oldu. İyi bir şey söylerken hatta düşmana bir ağız dolusu küfrederken sizi
yanlış anlayan arkadaşlarınızdan sevgililerinize kadar, sevdiğiniz bu insanlar
neredeler sinir krizi geçirdiğiniz zamanlarda. “Siz yok musunuz siz derya
kuzuları”, gürültülerle çevrili cibinliğinizin içinde uyumaya çalışırken birden
ağzınıza o cigarayı dayayan sevgili dostlarım, burada “ben iflah olmam”.