29 Ocak 2017 Pazar

Kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilmiş insanlar birliği

Sevgilim;
Bugün sol ayağımın kesileceğini öğrendim. Doktorun ağzından ayağını kesmemiz gerekiyor diye başlayan cümlesi kulağıma geldiği sırada çok güzel bir ekmek kokusu burnuma, ambülans sesi kulağıma geliyordu. Doktoru dinledim. Peki başka bir tedavi mümkün değil mi diye sordum hemen umutla. Doktor bu tedavi değil zaten dedi, bu acil bir müdahale, kestikten sonra uzun süren bir tedavi sürecine girmemiz gerekiyor yoksa seni kaybederiz dedi. O sırada aklıma hastane çevresinde dilenen Suriyeli mülteciler geldi. Hangi bağlamda geldi, neden geldi bilmiyorum ama geldi işte. Bir an kendimi çok kaybetmiş hissettim. Neden sonra daha doktorun bütün cümlelerinin bitmesini beklemeden ayağa kalktım ve elimi uzattım, biraz düşünmem ve bir sigara içmem lazım dedim. Artık sigarayı da bırakmalısın dedi doktor bir yandan şaşırırken.
Odadan dışarıya çıktım, ayakkabımın güvenle sardığı sol ayağıma baktım ve asansöre doğru yürüdüm. 4. Kattaydı doktorun odası. Asansörün düğmesine bastım ama halen eskisi gibi yürüyebiliyorken yürüyerek inmeye karar verdim. Dışarıda sigara içilebilen alana gittim ve yere oturdum. Çabucak bir sigara sardım. İçimden sol ayağımla konuşmaya başladım. Sol ayağımı ilk dedemin sağ ayakla odaya gir dediğinde önemsemeye başladığımı farkettim. Dine ilk isyanımı sol ayakla odaya girerek yapmıştım. Aklıma bu benim için küçük insanlık için büyük bir adım lafı geldi sonra, bir gülümseme geldi dudaklarıma. Tam dudaklarım biraz daha mı gülsek derken muhtemelen bir taşeronda çalışan temizlik görevlisi kadın tepemde dikilip yerde oturma kardeşim dedi. Ayağım kesilecek de üzerinde duramıyorum dedim nedenini bilmediğim bir şekilde. Benim için çarpıcı ve acınası bir cümle olmasına rağmen kadın sanki bu sözleri ilk defa duymuyormuş gibi orasını bilmem burada yerde oturamazsın dedi. Peki ama üzerine basamıyorum biraz ağrıyor da dedim. Ben anlamam dedi. Kendimi daha da acındıracak bir biçimde ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve duvarın üzerine oturdum. Böyle iyi mi dedim ama hiç oralı olmadı.

Sigaramı bitirip doktorun odasına tekrar çıktım. Kapıyı çaldım ve selam verip içeri girdim. Ne zaman keseceksiniz dedim. Doktor gayet ciddi bir şekilde çekmeceden bir dosya çıkardı, sayfaları çevirmeye başladı. Ne çok ayağı kesilecek var diye geçirdim içimden. Onların hepsinin ayağı mı kesilecek diye sordum doktora, hayır dedi bu genel bir liste. Daha önceden çok ayak kestiniz mi diye sordum. Sanırım bugün ilk defa birisini şaşırtmıştım. Yani diye cevap verdi doktor. Altı ay sonraki bir tarih için uygun musun diye sordu. Evet dedim hemen, insan ayağının kesileceği gün orada olmalı ve bütün diğer işlerini iptal etmeliydi. Biraz daha ayağımın kesilmesini normal gösterecek sakin konuşmalar yaptıktan sonra odandan çıktım. Eve doğru yürümeliydim. Ayağım son anlarını güzel yaşamalıydı, öyle dolmuş köşelerinde taksi köşelerinde sürünmemeliydi, gerçekten yaşamalıydı. Yaklaşık kırk dakikalık bir yürüyüşten sonra eve vardım. Ev arkadaşım mutfakta sigara içiyordu. Ne dedi doktor dedi. Bir tane de bana sarsana dedim. Kahve makinasından bir bardak kahve aldım, sandalyeye oturdum, altı ay sonra ayağımı kesecekler dedim. Tıpkı bu benim için küçük bir adım diye düşünürken ki ben gibi güldü ev arkadaşım. Gerçekten mi lan dedi. Evet abi dedim, altı ay sonraya randevu verdi. Oha lan neden dedi, bilmiyorum dedim ama evi hemen taşımalıyız altı ay sonra yardımcı olamayabilirim.