19 Aralık 2012 Çarşamba

On Emir/İttifak/Nifak sokmak


I
Kimi dedikodulara ve dedikoduculara karşı söylenmesi gereken bir cümle var (bir karikatürden alıntı olarak): Şeyh uçmaz mürit uçurur. Sıcak bir bardağa doldurulan soğuk suyu düşün, şimdi. Göreceksin ki, bardak terlemeye başlar. Herkes her şeyin farkında, kimdir kendini mazlum olarak sunan “insan”?

II
İfşa bizim işimiz değil!
        
III
Nietzsche’nin dediği gibi “ahlaki gerçekler diye bir şey yoktur”. Tabii ki, nesnel olarak. 

IV
Yeni farkına vardığım bir dizide şöyle bir cümle var: "Yaptıkları için değil, yapmadıkları için pişman olmalı insan."

V
Yapamadıklarınız için birini sorumlu tutmak/birilerinin üstünden ekmek yemek/birilerinin yaşamadıklarını “yaşamış gibi” sunmak/ birilerini yapmadıkları üzerinden yargılamak…

            VI
            Gizli bir tek eşlinin kırbacı ol: ahlak-siz, ahlak-siz, ahlak-siz.

            VII
            Üç: kutsal kelime, yazılmaya göre değişir, bir harf. Söze dökersen bir “harf” olarak, korkulması gereken, görülmemesi/çağrılmaması gereken. Ulusal dilimizde kamusal alanda söylenmemesi gereken kelimelerin izdüşümü.

VIII
Arada unutmamak gerek üstat Cemal Süreya’yı;
“Ben ne kadar öbür çiçekleri denesem
Seninki gül oluyor aralarında…”

IX
Günah dediğin Adem’e zimmet, elmayı hepimiz yiyoruz.

X
Üstü Kaslın!

2 yorum:

  1. şimdi balyozlanan satır araları söz konusu iken; tanrının 10 emri sallanmıyorken bu emirler manidar oldu...

    YanıtlaSil