9 Eylül 2011 Cuma

"Toplama Kampında, İnsanlara İnanmayı Öğrenmek"

Ne yaparsak yapalım, verili tarihsel koşullar altında, kişisel varoluşumuzun kendi kendisiyle çelişerek devam ettiği gerçeğini değiştiremeyiz. Birey gittikçe daha çok “azizleşme” temayülüne girmektedir. Buna karşılık, çoğalan ahlaki gereklilikler ve günahların massedilmesi beklentisi, pratik zorluklara yol açmaktadır. Estetize edilmiş düşünsel eskizler, pratik tecrübeler karşısında başarsızlığa uğramaktadır çoğunlukla. Her türlü çelişkiden kurtulmaya çabalayan İnsan’ın normal durumu, yine çelişkidir. İnsan kendi haline bırakıldığında, yani Tanrı’laştığında, kronik çelişki batağında gittikçe derinlere çekildiğini hissetmekten başka ne yapabilir ki?

Sorun değerlerin nasıl kurgulanacağı sorunu değildir. Reel dünyada fazlasıyla insanal değer bulunmaktadır. Sorun, tam anlamıyla üretilen değerler ile yaşantılanan dünyanın nasıl anlamlı kılınacağıdır. Kişioğlunun beşeri sermayesi ve günahlarının maliyeti belli iken, deneyimleyeceği yaşantı ürettiği artı-anlam kitlesinin ötesine geçemez. Ve genellikle bu anlamsal üretim ilkelerin eksik kullanımı ile mümkündür. Çünkü dünyada yaşantılanamayacak kadar çok ilke vardır ve benimsenen ilkelerin hepsi ile ilgili deneyim alanı bulunması imkansızdır. Her şey ilkeleştirilebilir, fakat ömrün kısalığı deneyimin biçimini belirler. Bir başka deyişle, değerler/ilkeler hep fazladır; az olan, zaman denizinin bulanık mavi suyudur.

Demek ki bilincimizde kısıtlı olanın loş bilgisi mevcuttur her zaman için. Arttırılması gereken bagaj, değerler/ilkeler değildir. Üzerinde tereddütsüz durulması gereken olgu, anlam arayışında İnsan’ın yardımına koşan tecrübenin/deneyimin canlandırılmasıdır. Çünkü ancak bu sayede bireysel yaşamı baştan başa kat eden çelişkinin ortaya çıkardığı entropiye karşı duracak güçlerin arkasında durulabilir. Ama unutmamak gerekir ki, bu konuda radikal demokrasi tarafında olmak hepimizin yazgısıdır; tüm çözümler geçicidir, İnsan geçerli bir söylem nesnesi değildir, her zaman için bir eksikliğin, hesaplardaki bilinmeyen açığa takılı kalan belirsizliğin vatandaşıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder